Filistin’e vize engeli: BM’nin ruhuna aykırı

4 Eylül 2025

NARİN YALÇIN

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin’in Tianjin kentinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) 25’inci Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi’nden sonra gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Zirveye katılımın hem teşkilatla hem Asya ülkeleriyle ilişkilere addedilen önemin nişanesi olduğunu kaydeden Erdoğan, teşkilatın aynı zamanda küresel ve bölgesel sorunların çözümünde rol oynamayı da kendine şiar edindiğini vurguladı. Zirvedeki konuşmasında Gazze’deki soykırımı gündeme getirdiğini hatırlatan Erdoğan, dönüş yolunda beraberindeki gazetecilerin sorularını yanıtladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Mahmud Abbas ve 80 Filistinli yetkilinin vizelerini iptal etmesi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na katılamamaları anlamına geliyor. Birçok ülke Filistin’i devlet olarak tanımaya hazırlanıyor. Nasıl bir BM Genel Kurulu göreceğiz?

Amerika’nın bu kararı, BM’nin varoluş nedenine uygun düşmüyor. Kararın bir an önce gözden geçirilmesi gerek. BM Genel Kurulu dünya üzerindeki meselelerin tartışılması ve çözümler üretilmesi için var. Filistin heyetinin Genel Kurul’da olmaması sadece İsrail’i memnun eder. Bunların hakkını hukukunu koruma noktasında adımlar atmamız lazım. Gazze’de 7 Ekim’den bu yana 60 bini aşkın şehit var. Filistin’de bebeklerin nasıl katledildiğini hiçbir zaman insaf sahibi olan anneler, babalar unutmayacak. Filistin’in sesinin kısılması doğru değil. Amerika’dan beklenen, İsrail’in katliamlarına, zulümlerine “Dur” demesidir. Bazı Avrupa ülkelerinin de aralarında bulunduğu birçok ülke, BM Genel Kurulu’nda Filistin’i devlet olarak tanımaya hazırlanıyor. Bu yıl BM Genel Kurulu’na muhtemelen Filistin meselesi damga vuracak. Bu damgayı vuranlardan bir tanesi de herhalde bu fakir olur. Filistinli yetkililer BM Genel Kurulu toplantısına katılmasa dahi Filistinli mazlumların sesi orada yankılanacaktır. Allah rahmet eylesin Sezai Karakoç’un dediği gibi: “Biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa hakikat susmayacak.”

Eşiniz, ABD Başkanı Donald Trump’ın eşi Melania Trump’a gönderdiği mektupla “Ukrayna’daki savaş için gösterdiği hassasiyeti, Gazze’deki insani kriz için de göstermesi” çağrısı yaptı. Emine Hanım’ın anne duyarlılığıyla yaptığı çağrı için neler söylemek istersiniz?

Anne kalbi hem narindir hem güçlü. Anneler bu tip zor konuların çözümünde devreye girdiklerinde iklimi değiştirebilir. Hele ortada katledilen binlerce bebek ve çocuk varsa, toprağa düşen her yavruyu kendi çocukları gibi sahiplenirler. Kızlarım da annelerinden bu mektubu kaleme almasını istedi. Ben bu girişimi önemli buluyorum. Mektup, Türkiye’nin Gazze diplomasisine yeni bir boyut ekledi ve resmi kanallardan yürütülen girişimlerin yanı sıra insani ve vicdani bir dilin de uluslararası ilişkilerde etkili olabileceğini gösterdi. Maalesef, Batı’nın Ukrayna’daki masumlara yönelik yaklaşımlarının çeyreğini bile Gazze’de göremedik. “Ellerinde tencerelerle, tabaklarla sıraya girip oradan bir miktar yemek almaya çalışan o yavruların halini gözü olup da görmeyenlere yuh olsun!” demekten başka bir şey bize düşmez. Biz bütün Batı’dan bu insani yaklaşımı bekliyoruz.

“Yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacak, kıblesini şaşırıp kendilerine yeni patronlar arayanlar kaybedecek” sözünüz İsrail’de tedirginliğe neden oldu. İsrail, milli dayanışma ve kardeşlik sürecini Suriye’de YPG üzerinden sabote etmeye mi çalışıyor? YPG’nin mutabakata rağmen Suriye ordusuna katılmasını engelleyen İsrail mi?

Komşumuz Suriye’de kalıcı refah ve huzurun sağlanmasını istiyoruz. Suriye’deki huzursuzluk, en fazla bize yansıyor. Suriye topraklarında karışıklık çıkartmak isteyenlere, ne biz göz yumarız ne Şam yönetimi buna rıza gösterir. Böylesine uzun bir savaş yaşamış tüm coğrafyalarda olduğu gibi Suriye’de de kaos çıkartmak isteyenler çok. Bunların kim oldukları malum. Onun için biz Suriye’yi yalnız bırakmayacağız. Kaosa yatırım yapan savaş baronları bu sefer kaybedecek. Arap, Kürt, Türkmen, Nusayri, Sünni, Hıristiyan fark etmeksizin tüm kesimleri ile Suriye halkı kazanacak. Her kim bu süreci baltalamaya çalışırsa bunun faturasını öder. Kürtler nerede yaşarsa yaşasın bizim kardeşimizdir. Kimse bizi birbirimizden ayıramaz. Kimse bizim ebedi kardeşliğimize pusu kuramaz.

PKK’nın fesih ve silah bırakma kararından sonra Meclis’te kurulan komisyon öncelikli olarak hangi somut adımı atacak? Komisyonda yasal düzenlemeler olacak mı? İlk aşamada beklentiniz nedir?

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu geniş katılımla çalışmalarına devam ediyor. Komisyon çalışmaları ile ilgili Meclis Başkanımız Numan Kurtulmuş ile bir telefon görüşmesi yaptım. Samimi bir şekilde bu turları belli bir noktaya getirdik. Bundan sonraki süreci de aynı kararlılıkla devam ettirecekler. İnanıyorum ki sonuçta Türkiye, 40 yıllık sorunu ortadan kaldıracak ve geleceğe bir ve bütün şekilde yürüyecektir. Biz yol haritamızı da menzilimizi de net biçimde belirledik. Terörle mücadeleye ayrılan kaynaklar artık kalkınmaya, üretime, yatırıma, istihdama harcanacak. Terörsüz Türkiye’nin kazananı tüm Türkiye, terörsüz bölgenin kazananı bölgemizdeki tüm kardeş halklar olacak.

Aliyev ve Paşinyan aynı yöne bakıyor

Güney Kafkasya barışı kapsamında, Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta Zengezur Koridoru için paraflar atıldı. Gelişmeler zirveye nasıl yansıdı?

Ben inanıyorum ki; Güney Kafkasya inşallah özlediği barışa kavuşacak. Sayın İlham Aliyev ile yaptığım ikili görüşmede de o umudu ben İlham Bey’de gördüm. Beyaz Saray’daki imzalar Ermenistan-Azerbaycan normalleşme sürecine tabii ki hız kazandırdı. Azerbaycan ve Ermenistan barış yolunda pürüzleri önemli ölçüde aştı ve son noktaya kadar geldiler. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile ardından Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile etraflıca görüştük. Gerek Aliyev gerek Paşinyan’ın aynı noktada olduklarını gördüm. Aynı istikamete bakıyorlar. Zengezur Koridoru meselesinde de herhangi bir sıkıntı, bir farklılık yok. İlham Bey bu konuda çok daha kendinden emin. Hele hele Amerika seyahatindeki o buluşma, o görüşme onların bu noktadaki atacakları adımlarda adeta belirleyici olmuş. Barışın sağlanmasıyla bölgemizdeki kara ve demiryolları hareketlenecek, sınır kapıları açılacak, ticaret başta olmak üzere birçok alan olumlu etkilenecek. Rusya ve İran da ilerleyen dönemde kaygılarının yersiz olduğunu anlayacaklar.

Çin Türkiye’nin öneminin farkında

Doğu’nun lokomotifi Pekin, Türkiye’nin, dünyanın normalleşmesi hedefinde oynadığı rolün ve potansiyelinin farkında mı?

Çin, Türkiye’nin bölgesel önem ve etkisinin farkında. Bu nedenle Türkiye’yi önemli bir aktör olarak görüyor. Çin ile ilişkilerimizi geliştirmenin gayreti içerisindeyiz. Biz, adil ve müreffeh bir dünyanın inşa edilebileceğini düşünüyoruz. Nitekim “Daha adil bir dünya mümkün” derken hep bunu ısrarla işledik, işlemeye de devam ediyoruz. Çin’in, uluslararası camianın önemli bir parçası olarak, bizim bu çabamızı desteklemesini bekliyoruz.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yaptığınız görüşmede, son dönemde yaşanan küresel gelişmelerle ilgili hangi başlıklar öne çıktı?

İkili görüşmemizde Ukrayna-Rusya Savaşı’nın adil bir barışla sonlandırılması için yapılabilecekleri ele aldık. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile de telefon görüşmemiz oldu. Hem Zelenski hem Putin’in yaklaşımlarını olumlu buldum. “Türkiye’de İstanbul sürecinin devamı yönünde bir girişim olabilir” dediğimizde, kendisi bu konuyla ilgili “Niye olmasın” noktasındaydı. Ancak henüz buna hazır değiller. Ayrıca enerji alanında iş birliği, özellikle bu görüşmede ele aldığımız konuydu.

Özel’in füzeden de balıktan da haberi yok

CHP’nin değişim söylemiyle yola çıkan yeni yönetiminin Türkiye’deki muhalefet sorununa çare olabileceğini düşünüyor musunuz? CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Sinop’taki füze denemelerinin balıkları rahatsız ettiğini söylemesini nasıl yorumlarsınız?

Malumunuz Sinop’ta ROKETSAN’ın geliştirdiği normal menzilli füzelerimizin ve Delta V’nin atışlarını yapıyoruz. Bunlar Türkiye’nin şu anda geliştirebildiği orta menzildeki füzeler. Daha uzun menzildeki füzeler için malumunuz farklı coğrafyada işlerimiz de var. Ama şu anda biz Türkiye’nin bağımsızlığı için bu testleri yapmaya devam edeceğiz. Bu arada Sinop’ta balıkçılık 3-4 sene içerisinde 5 misli büyüdü. Sinoplu balıkçıların hiçbir sorunu yok. Sinoplu balıkçılar Japonya’ya Türk somonu ihraç ediyor. Dolayısıyla Özgür Bey’in zannediyorum ne füzelerden haberi var ne de Sinop’ta balıkçılığın gelişiminden. “Balıklar strese giriyor” diye açıklama yapmış. Ah ah ülkem ne hallere kaldı. Ama aşacağız bunları. Hep söylediğim gibi Türkiye’deki kronik muhalefet sorunu çözülmüş değil. Çözüm umudundan bile söz edemeyecek durumdayız. Daha kendi parti içi meselelerine çözüm üretemeyen bir siyasi parti, Allah aşkına milletin sorunlarına çare olabilir mi? “Millete hizmet edeceğiz” diyerek kazandıkları yerel yönetimlerin içler acısı hali, bunların yönetim anlayışının fragmanıdır. Bunlar hizmet etmeyi bilmez, bunlar sadece kavga etmeyi bilir.

Türkiye kişi başı milli gelirle sınıf atlayacak

Ekonomideki gelişmeler planladığınız şekilde ilerliyor mu?

Son 2-3 aydır olumlu döngüye girdik. İkinci çeyreğe ilişkin büyüme rakamları açıklandı. Yüzde 4,8 oldukça güçlü bir büyüme. İşsizlik oranları tek hanede, rezervlerimiz rekor düzeyde, enflasyonda düşüş devam ediyor. Kişi başı milli gelirde muhtemelen bu sene Dünya Bankası tanımına göre üst gelirli ülkeler grubuna girmemiz oldukça muhtemel. Ülkemiz kişi başı milli gelirle sınıf atlamış olacak. Hayat pahalılığıyla olan samimi mücadelemiz sonuç veriyor. Finansal anlamda kaygılar, endişeler geride kaldı. Hem hazinenin borçlanma faizleri iniyor hem risk primimiz düşüyor, hem rezervlerimiz gerçekten rekor düzeyde. Cuma günü itibarıyla rezervlerimiz 178 milyar doların üzerinde.